top of page
kleopatraadasi

Kleopatra / Sedir Adası

Sedir, 25 yüzyıldır ziyaretçisi olan bir ada. Keyfine düşkün bir Akdeniz medeniyeti tarafından, seçkin bir topluluğu, sahne sanatıyla mest edecek şekilde tasarlanmış bir antik parti mekanı. 2500 kişilik tiyatrosuyla 2500 yıl önceki bir çekim merkezi. Bugün de öyle, ama farklı bir nedeni var. 

Ada, deniz kenarına kurulu bir açık hava müzesi oluşundan çok, dünyaca ünlü plajı nedeniyle akına uğruyor. Çünkü *veni, vidi, vici mottosuyla kurulan koca bir imparatorluğu, güzelliği ve zekasıyla içten fethetmiş egzotik bir firavunu etkileme hesabıyla, altın renkli bir kumsalla süslenmiş.

 

Kızıldeniz sahillerini düşününce,... hakikaten de aşağısı kurtarmazdı belki.

Kleopatra Adasının Fotoğraf galerisi

Efsanesi ilginizi çekmese bile Kleopatra Adası, sırf Gökova'nın karadan ulaşılamayan kıyılarına göz atma fırsatı olarak değerli. Ada gezisi seneye planlayacağınız tekne tatilinin provası olabilir. Güzergâh üzerindeki koylar hâlâ keşfedilmeyi bekliyor.

Sabahın ilk saatleri r ü y a  gibi. Sabahın ilk seferini yakalayabildiyseniz egzotik bir adanın tadını çıkarma lüksünü yalnızca bir avuç kişiyle paylaşıyorsunuz. Misafirlerin kafileler halinde adaya ayak bastıkları öğle saatlerine kadar plaj size ait. 

Öğleden sonra misafir akınına dalgaların da eklenmesiyle adanın makyajı dağılıyor. Kendini sulara atan kalabalığın ters yüz ettiği kumsal nedeniyle su sabahki berraklığını koruyamıyor. Günlük iki bin kişilik bir trafik var. Şezlong kapmaca, selfie çekimleri derken kendinizi dev bir çocuk havuzunda yüzmeye çalışırken buluyorsunuz. Kumsal en çok çocukların aklını başından alıyor, doğal olarak. Öğleden sonra deniz tartışmasız onlara ait. 

Kum son yirmi yılda ziyaretçiler tarafından avuç avuç adanın dışına taşındığı için yarı yarıya azalmış durumda. Cankurtaran kulesindeki görevliler sıkı tembihli; kumun baştan çıkarıp yasak bölgeye doğru çektiği herkes düdük sesini işitiyor.  

Bu kum türünün yeryüzünde yalnızca Girit Adası'nda olduğu söyleniyor. Altın renkli mikroskobik boncuklar, kalker damlacıkları aslında. Dolgu plajlardan farkını, ayaklarınız içine gömüldüğü zaman anlıyorsunuz.

Ahşap şezlonglar ise aynı konfor hissini vermiyor. Öğleden sonrayı şekerleme yaparak geçirme hayaliyle geliyorsanız minderleri, matları dürün, getirin.​ Gerekli olan bir şey daha var, şarj aleti. Plajın renkleri ve ışığı daha girerken Instagram iştahını kabartıyor. Denizden sonra antik kentin keşfine çıkma niyetindeyseniz, girişteki snack bar bir şarj noktası. Ada elektriği jeneratörle sağlandığından çok cüzi bir rakam karşılığında telefonunuzu şarj edebiliyorsunuz.

Mutlaka deniz gözlüğü getirin. Renkli balıklar sabah saatlerinde dışarıdan bile net görünüyor; insanlardan kaçmıyorlar. 

Günün ikinci yarısında ise üşenmeyin; öğleden sonra güneşinden bitap düşüp ilk tekneyle klimanın konforuna kaçmak yerine, adanın püfür püfür esen öteki yanına yürüyüş yapabilirsiniz. Yine çok cüzi bir ücret ödeyerek plajda bırakılabilecek eşyalar için kilitli dolap kiralanabiliyor.  

Öğleden sonra gelenlerin pek azı kent surlarına doğru yürümeyi göze alıyor. Yürüyen azınlık adanın esintisi eşliğinde tarihî kalıntılar ve

harika bir panaromayla ödüllendiriliyor

Adanın en etkileyici yerlerinden biri olan antik tiyatro, plaja 10 dakikalık yürüme mesafesinde ve yol üzerindeki sığ kumsalda, ada hatırası olarak toplanabilecek yüzlerce deniz minaresi var.

Yürüyüş yolu sizi tiyatro, sarnıç, tapınak alanı, kilise, bazilika ve surlardan kalanlar arasında gezdirdikten sonra başlangıç noktasına geri getiriyor. 

 

İster plajda geçmiş bir gün olsun, ister antik kentin kalıntıları arasında, zamanın durduğu bu adadan tatil rutininize pürüzsüz bir geçiş yapmak için, ayrılmadan önce soğuk bir duş alıp Çamlı köyünün sakin mekanlarından birinde soluklanabilirsiniz.

 

Kusursuz bir köy sofrası ya da kıyı Ege köylerine özgü bir sükunetle aranızda sadece 20 dakika var. Çamlı Köyü'nün güzelliği ve lezzet durakları, geceyi burada geçirmeyi düşündürecek kadar ayartıcı.

© 2017 Tüm hakları TatilHaftam'a aittir.

bottom of page